14 Mayıs Konuşma Metni

14 Mayıs Konuşma Metni

Sayın Protokol, Değerli Meslektaşlarım,
 
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve Ankara Eczacı Odası’nın ortaklaşa düzenlemiş olduğu Bilimsel Eczacılığın 176. Yılı kutlama törenine hoşgeldiniz.
 
Hepimizin de bildiği gibi 14 Mayıs 1839 tarihinde Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane (Askeri Tıp Mektebi) bünyesinde açılan eczacı sınıfı ile resmi olarak ülkemizde eczacılık fakültesinin temelleri atılmış oldu.
 
O günden itibaren de yurt dışında eğitim görmüş kişilerin ülkemizde eczacılık yapmaları ve bu kişilerin yanında çalışanların ilerleyen süreçte alaylı olarak icra ettiği eczacılık artık bilimsel hüviyete bürünerek eczacılar yetiştirmeye başlanmıştır.
İlerleyen süreçte de bu okul ile birlikte akademilerin bünyesindeki okullar veya yüksekokullar durumundan günümüzün fakülteleri hüviyetine bürünmüşlerdir.
 
Yıllar içerisindeki gelişmeye bağlı olarak yaşanan bir takım sıkıntılar günümüzde olabildiğince yüksek seviyede sorunlar haline bürünmüştür. Ülkemizde eczacı sayısı net olarak bakanlık kayıtlarından çıkartılabilir ama tahmini olarak 32.000 ve Ankara’da eczacı odasına kayıtlı olmayan meslektaşlarımız da dahil 5000 e yakındır. Zaman içerisinde eczacı istihdam alanları ve eczacı taleplerinin artmasına bağlı olarak birçok farklı alanlar da görevler üstlenmiştir ve her bir alanda çalışan meslektaşlarımızın sorunları farklılık göstermesine rağmen zamanla artmıştır.
 
Kurumlarda çalışan meslektaşlarımızın bir çoğu eczacı kadrolarında olmasına karşın ekonomik, mesleki ve siyasi sorunlara sahipler, bu nedenle de bu sorunlara ayrı ayrı çözüm gerektirmektedir. 
 
Üniversitelerde yeterince kadroların açılamayışı veya açılmaması, bölüm kadrolarına girişlerin tamamen YÖK’ün himayesi altına girmesi, kadrolara eczacı dışındaki kişilerin atanması, maaş için tanımlanan katsayıların düşük olmasından bahsedilirken kamuda çalışan meslektaşlarımızda ise bakanlıklara göre farklılıklar göstermektedir.
 
Bazı bakanlıklarda ücretler diğerine göre daha iyi görünüyor olmasına karşın çalışma şartlarının yetersiz olması, siyasi baskılar terfi ve kadrolaşmalar nedeniyle sıkıntılar yaşanmaktadır.
 
Eczacı istihdam alanları ulusal erk tarafından da farklı meslek gruplarına tahsis edilmekte ve temsiliyet hakkı verilmemektedir.
Hastanelerde çalışan meslektaşlarımızın ise Bakanlık tarafından yayımlanan yönetmelik kurallarına uyulmadan, hastane içinde en dip, rutubetli, ışıksız, sağlıksız ortamlarda çalıştırılırken ücret konusunda da haksızlıklara uğramaktadır.
 
Eczane eczacılarının sorunları ise daha da vahimleşmektedir. Her geçen gün dibe vuran ilaç fiyatları ile eczane hizmetinin yürütülmesinde yapılan masraflar karşı karşıya geldiğinde gelirlerin giderleri karşılayamaz hale geldiği, hastalara verilen reçete karşılığı ilaçlarla ilgili olarak ilaçların geri ödeme kriterlerinde yapılan değişikliklerle ilaçların verilmesinin zorlaştırılması, Medula Eczane Provizyon Sisteminde ilaç-rapor eşleştirme programlarının yapılmaması, kimi ilaçlarla ilgili rapor sürelerinde anlamsız zaman kısıtlamalarının provizyon sistemine yüklenmemesi, SSK prim borçlarının eczacının fatura olacağından emri vakilerle kesilmesi. T.C. Sağlık Bakanlığı ve sonrasında T.C. Çalışma Bakanlığı'nın (Sosyal Güvenlik Kurumu'nun) kanser ilaçlarının yatan hasta tedavi kapsamında sadece hastanelerden karşılanması ile ilgili ardarda aldığı kararlar ve bu kararlara bağlı olarak özel hastanelerin bütçelerine katkı sağlama çalışmaları ve İTS'nin sağlıklı çalışmasının yok edileceği ve sahte-ilaçların önünün açılması sıkıntısı.
 
Bazı ağrı kesicilerin, vitaminlerin benzinlik, kuruyemişçi, büyük marketler, bakkallar gibi yerlerde ve Farmasötik reçete dışı ürünlerin internet üzerinden endikasyon bildirilerek satışının engellenememesine karşılık eczanelere bu ürünlerin bazılarının satışının engellenmesi ile ilgili kararlar.
 
Sayısının her geçen gün arttığı ve artacağı da tahmin edilen eczacılık fakültelerine karşılık yeni istihdam alanlarının geliştirilemeyip farklı amaçlara hizmet edeceğini düşündüğümüz sıkıntılı kararlar.
 
Yıllardır hakkımız olan meslek hakkının bir türlü hayata geçirilmemesi, sıkıntılarımız yılların üst üste getirmiş olduğu sıkıntılar olup; tüm bu olayların lehimize olabilmesi için mesleki yapı içerisinde bulunan meslektaşlarımızın meslek örgütüne üye olmaları, birlik beraberlik içerisinde ortak payda da el ele vererek, sorunlar farklı da olsa eşleştirerek gerekli çalışmaların yapılması hepimizin yararına olacağı kesindir.
 
Büyük Önderimiz
 
“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez." der.
 
Bütün alanlarda mesleki sıkıntıların giderilmesi için meslek örgütünün tüm bireyleri olarak hep birlikte çalışmamız ve güç birliği yapmamız kaçınılmazdır. 
 
Gelecek günlerin hepiniz için sağlık, mutluluk ve mesleki kaygıların son bulduğu günler olması dileğimle.
 
14 Mayıs Eczacılık Günümüz ve 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
 
Saygılarımla.
 
SÜLEYMAN GÜNEŞ
BAŞKAN